Soybağı Davalarını Ki̇mler Açabi̇li̇r: Babalık, Soybağının Reddi̇, Tanımanın İptali̇, Soybağına İti̇raz Ve İptal Davası
Buradasınız: Anasayfa / Blog
Soybağı Davalarını Kimler Açabilir: Babalık, Soybağının Reddi, Tanımanın İptali, Soybağına İtiraz ve İptal Davası
Soybağı Davalarını Kimler Açabilir: Babalık, Soybağının Reddi, Tanımanın İptali, Soybağına İtiraz ve İptal Davası
 

Soybağı davaları, aile hukukunun en önemli ve hassas konularından birini oluşturmaktadır. Bu davalar, kişilerin temel haklarını doğrudan etkilemekte ve kamu düzenini ilgilendirmektedir. Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen soybağı davaları, tarafların dava açma hakları bakımından farklı özellikler göstermekte ve çeşitli hukuki sorunları beraberinde getirmektedir. Bu yazımızda, soybağı davalarında anne, baba ve çocuğun dava açma haklarını, karşılaşılan sorunları ve çözüm önerilerini inceleyeceğiz.

 

Soybağının Tanımı ve Hukuki Niteliği

Soybağı, hukuki anlamda anne, baba ve çocuk arasındaki hukuki bağı ifade etmektedir. Bu bağ, çocuğun kimliğinin ve kişiliğinin temel unsurlarından biridir. Doğal soybağı, doğumla birlikte kendiliğinden ortaya çıkan biyolojik bağı ifade ederken, hukuki soybağı kanunun öngördüğü şekillerde kurulan hukuki ilişkiyi belirtir.

Soybağının Toplumsal ve Hukuki Önemi

Soybağının belirlenmesi, kişinin temel haklarından olan kimlik hakkının bir parçasıdır. Bu belirleme, kişinin nüfus sicili, vatandaşlık, miras ve nafaka gibi birçok hukuki sonucu doğrudan etkilemektedir. Ayrıca soybağı, aile hukukunun temel kavramlarından biri olarak, toplumsal düzenin ve aile birliğinin korunmasında önemli bir role sahiptir.

Soybağı Davalarının Hukuki Niteliği

Soybağı davaları, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan kaynaklanan ve kamu düzenini ilgilendiren davalardır. Bu davalar, kendiliğinden araştırma ilkesine tabi olup, hâkim tarafların talepleriyle bağlı değildir. Bu davalar, hak düşürücü sürelere tabidir ve genellikle kesin hüküm niteliğindedir. Davaların açılması için gerekli olan süreler her dava türü için ayrı ayrı düzenlenmiş olup, bu süreler ile 1 yıl ile 5 yıl arasında değişmektedir.

Çalışmanın Kapsamı

Bu çalışma, Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen dört temel soybağı davasını - soybağının reddi, tanımanın iptali, babalık davası ve sonradan evlenmeyle kurulan soybağına itiraz davalarını - anne, baba ve çocuğun dava açma hakları bakımından incelemektedir.

 

 

Soybağı Davalarında Dava Açma Hakkının Genel Esasları

Dava Açma Hakkının Hukuki Niteliği

Soybağı davalarında dava açma hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak niteliğindedir. Bu özel nitelik, hakkın başkasına devredilemeyeceği ve mirasçılara geçemeyeceği anlamına gelmektedir. Dava açma hakkının kullanılması, hak sahibinin açık irade beyanı ile gerçekleşmelidir. Bu hakların bazıları mutlak kişiye sıkı sıkıya bağlı iken, bazıları fer'i (ikincil) niteliktedir. Örneğin, soybağının reddi davasında kocanın dava açma hakkı birincil nitelikte iken, diğer ilgililerin dava açma hakkı fer'i (ikincil) niteliktedir.

Dava Açma Hakkının Sınırları

Soybağı davalarında dava açma hakkı belirli sınırlamalara tabidir. En önemli sınırlama, hak düşürücü sürelerdir. Örneğin, soybağının reddi davasında koca için öngörülen süre 1 yıldır. Bir diğer önemli sınırlama, dürüstlük kuralıdır. Hakkın kötüye kullanılması niteliğindeki dava açma girişimleri hukuki korumadan yararlanamaz. Ayrıca, bazı davalarda dava açma sıfatı belirli kişilere tanınmıştır ve bu sıfata sahip olmayan kişiler dava açamazlar.

Dava Açma Ehliyeti

Soybağı davalarında dava açma ehliyeti, genel dava ehliyeti kurallarından farklılık gösterir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını yasal temsilcilerinin izni olmaksızın kullanabilirler. Ancak ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler adına bu davaları yasal temsilcileri açabilir. Özellikle çocuğun taraf olduğu davalarda, çoğunlukla kayyım atanması gerekmektedir. Kayyımın atanması, çocuğun menfaatlerinin korunması ve olası çıkar çatışmalarının önlenmesi amacını taşır.

 

 

Soybağının Reddi Davasında Dava Açma Hakları

Kocanın Dava Açma Hakkı

Soybağının reddi davasında kocanın dava açma hakkı birincil niteliktedir ve kanundan doğan babalık karinesi sebebiyle koca olanlara tanınmıştır. TMK m. 286 uyarınca koca bu davayı ana ve çocuğa karşı açabilir. Kocanın dava açabilmesi için hak düşürücü süre, doğumu ve baba olmadığını öğrendiği tarihten başlayarak 1 yıldır. Koca için doğumdan itibaren işlemeye başlayan azami süre ise 5 yıldır. Bu hak, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan, kocanın ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Ancak öğretide, ayırt etme gücü bulunmayan kocanın yasal temsilcisinin vesayet makamından izin alarak bu davayı açabileceği kabul edilmektedir.

Çocuğun Dava Açma Hakkı

Çocuğun dava açma hakkı da birincil niteliktedir ve bu hakkın kullanılmasında üstün tutulan ilke çocuğun yararı ilkesidir. Çocuk davayı ana ve kocaya karşı açabilir. Çocuğa tanınan bu hak, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan, ayırt etme gücüne sahip çocuk tek başına bu davayı açabilir. Ayırt etme gücü bulunmayan çocuk adına ise kendisine atanacak kayyım tarafından dava açılabilir. Yargı kararlarında, çocuğun bu davayı açabilmesi için ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kendisine bir temsil kayyımının atanması gerektiği kabul edilmektedir.

Annenin Dava Açma Hakkının Bulunmaması ve Eleştirisi

Türk hukukunda anneye soybağının reddi davası açma hakkı tanınmamıştır. Bu durumun temel gerekçesi, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan kadına bu davranışından kaynaklanan bir hak tanınmasının isabetli olmayacağı düşüncesidir. Ancak bu yaklaşım öğretide ciddi biçimde eleştirilmektedir. Özellikle biyolojik baba olduğunu iddia eden kişiye dahi ikincil nitelikte dava açma hakkı tanınmışken, anneye hiçbir şekilde bu hakkın tanınmaması hakkaniyete aykırı bulunmaktadır. Yargıtay içtihatlarına göre anne, ancak çocuğun yasal temsilcisi sıfatıyla ve çocuk adına bu davayı açabilmektedir. Bu durumda dahi dava hakkı çocuğa ait olup, anne sadece yasal temsilci sıfatıyla davayı yürütmektedir.

 

 

Tanımanın İptali Davasında Dava Açma Hakları

Tanıyanın (Babanın) Dava Açma Hakkı

Tanıyanın dava açma hakkı, onun irade sakatlığı hallerinde söz konusu olur. TMK m. 297 uyarınca tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir. Bu davanın açılabilmesi için hak düşürücü süre, iptal sebebinin öğrenildiği tarihten başlayarak 1 yıl ve her halde tanımanın yapıldığı tarihten başlayarak 5 yıldır. Tanıyanın dava açması halinde davalılar ana ve çocuktur. İspat yükü tanıyanda olup, tanıyanın biyolojik baba olmadığını ispatlaması gerekir. Öğretide, irade sakatlığının sadece babalık zannı ile ilgili olması gerektiği, başka sebeplerle oluşan irade sakatlıklarının iptal sebebi olamayacağı kabul edilmektedir.

Annenin Dava Açma Hakkı

Anneye tanımanın iptali davası açma hakkı tanınmıştır. Bu hak, tanımanın kendiliğinden bir işlem olması ve annenin rızası aranmaksızın gerçekleşebilmesi nedeniyle önem taşır. Annenin dava açma hakkı, diğer ilgililerin dava haklarından bağımsız niteliktedir. TMK m. 299/II uyarınca, ana tarafından açılan davada ispat yükü daha hafiftir. Tanıyanın, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ilişkin inandırıcı kanıtları göstermesinden sonra ispat yükü yer değiştirir. Annenin açacağı davanın hak düşürücü süresi, tanımayı öğrendiği tarihten başlayarak 1 yıl ve her halde tanımanın yapıldığı tarihten başlayarak 5 yıldır.

Çocuğun Dava Açma Hakkı

Çocuk da tanımanın iptalini dava edebilir. Bu hak, kişiye sıkı sıkıya bağlı nitelikte olup, çocuğun ayırt etme gücüne sahip olması halinde yasal temsilcinin rızası olmaksızın kullanılabilir. Ayırt etme gücü bulunmayan çocuk adına ise yasal temsilci dava açabilir. Çocuğun ölümü halinde bu hak altsoyu tarafından kullanılabilir. Ancak çocuk sağlığında bu davayı açma imkanı varken hak düşürücü süreyi geçirmiş veya dava açmama yönünde açık bir irade ortaya koymuşsa, artık altsoyun dava açma hakkı bulunmamaktadır. Çocuğun dava açması halinde davalı tanıyandır; tanıyan ölmüşse mirasçılarına karşı dava açılır.

 

 

Babalık Davasında Dava Açma Hakları

Annenin Dava Açma Hakkı

Babalık davası açma hakkı TMK m. 301 uyarınca öncelikle anneye tanınmıştır. Bu hak, çocuğun dava hakkından bağımsız niteliktedir ve nispi kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Annenin dava açabilmesi için ayırt etme gücüne sahip olması gerekir, ancak ayırt etme gücü bulunmayan anne adına yasal temsilcisi dava açabilir. Annenin açacağı dava, kanun gereği Cumhuriyet savcısına, hazineye ve kayyıma ihbar edilmelidir. Bu ihbar yükümlülüğünün amacı, davanın kamu düzenine ilişkin olması ve olası suistimallerin engellenmesidir. Anne dava açamadan ölürse, bu hak mirasçılarına geçmez. Ayrıca anne, TMK m. 304 uyarınca babalık davasıyla birlikte veya ayrı olarak babadan çeşitli ekonomik taleplerde de bulunabilir.

Çocuğun Dava Açma Hakkı

Çocuğun babalık davası açma hakkı da nispi kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Ayırt etme gücüne sahip çocuk, bu davayı tek başına açabilir. Ayırt etme gücü bulunmayan çocuk adına ise yasal temsilcisi dava açabilir. Ancak babalık davasında anne ile çocuğun menfaatlerinin çatışma ihtimali nedeniyle, annenin çocuk adına dava açması uygun görülmemekte, bunun yerine çocuğa kayyım atanması gerekmektedir. Çocuğun ölümü halinde dava hakkının mirasçılara geçip geçmeyeceği tartışmalı olmakla birlikte, ağırlıklı görüş TMK m. 294/II hükmünün kıyasen uygulanması ve çocuğun mirasçılarına da dava açma hakkının tanınması yönündedir.

Babanın Dava Açma Hakkının Bulunmaması

Baba olduğunu iddia eden kişiye babalık davası açma hakkı tanınmamıştır. Öğretide bazı yazarlar, tanıma hakkını kullanamayan babanın, çocuğun babası olduğunun tespitini talep edebileceğini kabul etmektedir. Ancak hâkim görüş, davacıların kanunda sınırlı olarak sayıldığı ve babanın böyle bir dava açamayacağı yönündedir. Baba olduğunu iddia eden kişinin tek yolu tanıma kurumunu kullanmaktır. Babanın dava açma hakkının bulunmaması, özellikle annenin tanımaya rıza göstermediği durumlarda sorun yaratabilmektedir. Bu durum, biyolojik babalık ile hukuki babalık arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi bakımından eleştirilmektedir.

 

Sonradan Evlenmeyle Kurulan Soybağına İtiraz ve İptal Davasında Dava Açma Hakları

Çocuğun Dava Açma Hakkı

Sonradan evlenmeyle kurulan soybağına itiraz davasında çocuğa tanınan dava hakkı birincil niteliktedir. TMK m. 294 uyarınca çocuk, bu davayı ana ve babaya karşı açabilir. Çocuğun dava açması halinde, davanın hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Bu süre, çocuğun evliliği ve kendisine soybağı bağını öğrenmesinden başlayarak 1 yıldır. Çocuğun ölmesi veya ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmesi halinde, dava hakkı altsoyuna geçer. Bu durumda altsoya tanınan dava hakkı fer'i (ikincil) niteliktedir.

Annenin Dava Açma Hakkının Bulunmaması

Kanun koyucu, tıpkı soybağının reddi davasında olduğu gibi, bu davada da anneye dava açma hakkı tanımamıştır. Bu durum öğretide ciddi biçimde eleştirilmektedir. Özellikle nüfus sicilinin düzeni ve kamu düzeni bakımından önem taşıyan bu davada, anneye hiçbir şekilde dava hakkı tanınmaması önemli bir eksiklik olarak görülmektedir. Yargıtay içtihatlarına göre anne, ancak çocuğun yasal temsilcisi sıfatıyla ve çocuk adına bu davayı açabilmektedir. Bu durumda dahi dava açma hakkı çocuğa ait olmakta, anne sadece temsil görevi üstlenmektedir.

Babanın Dava Açma Hakkının Sınırlı Olması

Baba (koca), sonradan evlenmeyle kurulan soybağının iptalini ancak irade sakatlığı hallerinde dava edebilir. TMK m. 294/3'te yapılan yollamayla, tanımanın iptaline ilişkin hükümler kıyasen uygulanır. Buna göre baba, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle evlendiğini ve bu sebeple soybağının kurulduğunu iddia ediyorsa dava açabilir. Ancak öğretide, irade bozukluğunun babalık zannıyla ilgili olması gerektiği, başka sebeplerle oluşan irade sakatlıklarının iptal sebebi olamayacağı kabul edilmektedir. Babanın bu davayı açması için öngörülen hak düşürücü süre, iptal sebebinin öğrenildiği tarihten başlayarak 1 yıl ve her halde evlenmenin üzerinden 5 yıldır.

 

 

Dava Açma Haklarının Kullanılmasında Karşılaşılan Sorunlar

Dava Açma Sürelerine İlişkin Sorunlar

Soybağı davalarındaki sürelerin düzenlenmesinde çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır. En önemli sorun, davaların kamu düzenine ilişkin olduğu kabul edilmesine rağmen, kısa hak düşürücü sürelere tabi tutulmasıdır. Örneğin, soybağının reddi davasında koca için öngörülen 1 yıllık süre, çoğu zaman yetersiz kalabilmektedir. Ayrıca sürelerin başlangıç anının belirlenmesinde de zorluklar yaşanmaktadır. Özellikle öğrenme tarihinin ispatı konusunda yaşanan güçlükler, hak kayıplarına neden olabilmektedir. Diğer yandan, bazı davalarda öngörülen 5 yıllık azami sürenin, genetik testlerin geliştiği günümüz koşullarında çok uzun olduğu da tartışılmaktadır.

İspat Yüküne İlişkin Sorunlar

Soybağı davalarında ispat yüküne ilişkin düzenlemeler farklılık göstermektedir. Örneğin, tanımanın iptali davasında ana veya çocuk tarafından açılan davalarda ispat kolaylığı sağlanmışken, diğer davalarda böyle bir kolaylık öngörülmemiştir. Soybağının reddi davasında genetik testlerin kesin delil niteliğinde olmasına rağmen, bu testlerin yapılmasına ilişkin usuli sorunlar yaşanmaktadır. Ayrıca biyolojik bağın ispatında kullanılan diğer delillerin değerlendirilmesinde de önemli güçlükler ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlar, özellikle hukuki gerçeklik ile biyolojik gerçeklik arasındaki uyuşmazlıkların çözümünü zorlaştırmaktadır.

Temsil ve Ehliyet Sorunları

Temsil ve ehliyet konusunda en önemli sorun, çocuğun taraf olduğu davalarda kayyım atanmasına ilişkin düzenlemelerdeki tutarsızlıklardır. Bazı davalarda kayyım atanması açıkça düzenlenmişken, bazılarında bu konuda boşluk bulunmaktadır. Ayrıca yasal temsilcinin dava açma yetkisinin kapsamı konusunda da belirsizlikler mevcuttur. Özellikle kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların kullanımında, ayırt etme gücüne sahip küçüklerin durumu tartışmalıdır. Vesayet altındaki kişiler için vasinin yetkileri konusunda da uygulama birliği bulunmamaktadır. Bu durum, özellikle çocuğun üstün yararı ilkesinin gerçekleştirilmesini zorlaştırmaktadır.

 

Daha detaylı bilgi almak ve hukuki danışmanlık için İstanbul Kartal/Soğanlık'ta bulunan Akdemir Hukuk Bürosu'nu ziyaret edebilir veya 0 505 589 86 36 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz. Uzman büromuz, sizlere hukuki destek sağlamaya hazırdır.

 

Detaylı Bilgi İçin Hemen Bizi Arayın

WhatsApp İletişim

0 505 589 86 36