Hangi̇ Kararlar Adli̇ Si̇ci̇le İşlenmez? - Akdemi̇r Hukuk Bürosu
Buradasınız: Anasayfa / Blog
Hangi Kararlar Adli Sicile İşlenmez? - Akdemir Hukuk Bürosu
Hangi Kararlar Adli Sicile İşlenmez? - Akdemir Hukuk Bürosu

Bütün yargı kararı veya cezai yaptırım adli sicile işlenmez. Bu ayrımın temelinde, bazı kararların geçici nitelikte olması, bazılarının ise kişinin sosyal hayatını kalıcı olarak etkilememesi gereken türden olması yatar. Hukuk sistemi, bireylerin topluma yeniden kazandırılması ve rehabilitasyon ilkesi doğrultusunda, belirli kararların adli sicile işlenmemesini öngörmüştür.

 

Adli Sicil Sisteminin Yasal Çerçevesi

5352 sayılı Adli Sicil Kanunu, Türk hukuk sisteminde adli sicil kayıtlarının tutulmasına ilişkin temel düzenlemeleri içerir. Bu kanun, hangi kararların adli sicile işleneceğini ve hangilerinin işlenmeyeceğini açık bir şekilde belirlemiştir. Kanunun temel yaklaşımı, kamu güvenliği ile bireysel haklar arasında hassas bir denge kurmayı amaçlar.

Adli sicile işlenmeme prensibi, hukukun temel ilkelerinden biri olan orantılılık ilkesi ile doğrudan bağlantılıdır. Bu prensip uyarınca, kişinin işlediği fiilin ağırlığı ve niteliği ile bu fiilin kayıt altına alınmasının yaratacağı sonuçlar arasında makul bir denge kurulması gerekir. Bu nedenle, bazı kararların adli sicile işlenmemesi, hukuk sisteminin rehabilitasyon ve toplumsal entegrasyon hedefleriyle uyumlu bir yaklaşımı yansıtır.

 

Adli Sicile İşlenmeyen Kararlar

Disiplin Suçlarına İlişkin Kararlar

Disiplin suçları, belirli bir meslek grubu veya kurumsal yapı içinde geçerli olan davranış kurallarının ihlaline ilişkin eylemlerdir. Bu suçlar, genel ceza hukukundan farklı olarak, kurumsal düzenin ve mesleki standartların korunmasını amaçlar. Örneğin, bir memurun mesai saatlerine uymaması veya bir öğrencinin sınav kurallarını ihlal etmesi disiplin suçu kapsamında değerlendirilir.

5352 sayılı Adli Sicil Kanunu uyarınca, disiplin suçlarına ilişkin kararlar adli sicile işlenmez. Bunun temel nedeni, disiplin suçlarının kurum içi düzeni ilgilendiren ve genellikle geçici nitelikte olan yaptırımlar içermesidir. Bu kararların adli sicile işlenmemesi, kişinin gelecekteki iş ve sosyal yaşamının bu tür kurumsal yaptırımlardan olumsuz etkilenmemesini sağlar.

Sırf Askeri Suçlara İlişkin Mahkumiyet Hükümleri

Askeri suçlar, sadece askeri hizmet ve disiplinin gereklerine aykırılık teşkil eden özel nitelikli suçlardır. Bu suçlar, Askeri Ceza Kanunu kapsamında düzenlenmiş olup, sivil hayatta karşılığı bulunmayan, tamamen askeri disiplin ve hiyerarşi ile ilgili eylemlerdir. Örneğin, firara ilişkin suçlar veya ast-üst ilişkilerine aykırı davranışlar bu kapsamda değerlendirilir.

Sırf askeri suçlara ilişkin mahkumiyet hükümleri, ayrı bir askeri sicil sistemi içinde kayıt altına alınır. Bu kararların genel adli sicil sistemine işlenmemesinin nedeni, bu suçların özel niteliği ve sivil hayatla doğrudan bir bağlantısının bulunmamasıdır.

Disiplin veya Tazyik Hapsine İlişkin Kararlar

Disiplin hapsi, belirli meslek mensuplarına veya kurum çalışanlarına uygulanan özel bir yaptırım türüdür. Tazyik hapsi ise kişileri belirli bir yükümlülüğü yerine getirmeye zorlamak amacıyla uygulanan geçici bir tedbirdir. Örneğin, nafaka ödemelerini yerine getirmeyen kişiye uygulanan hapis, tazyik hapsi niteliğindedir.

Bu tür kararlar, klasik ceza hukuku yaptırımlarından farklı olarak, zorlayıcı ve geçici nitelik taşır. Disiplin veya tazyik hapsine ilişkin kararlar, kişinin yükümlülüğünü yerine getirmesiyle veya belirli bir sürenin geçmesiyle sona erer. Bu nedenle, bu kararların adli sicile işlenmesi, bu yaptırımların amacına ve niteliğine uygun düşmez. Bu kararlar yerine göre ilgili meslek kuruluşlarının veya kurumların kendi kayıt sistemlerinde tutulur.

İdari Para Cezalarına İlişkin Kararlar

İdari para cezaları, idari makamlar tarafından verilen ve idari yaptırım niteliğindeki mali cezalardır. Bu cezalar, idari düzenin korunması ve toplumsal yaşamın belirli kurallarının ihlali durumunda uygulanan yaptırımlardır. Örneğin, trafik kurallarının ihlali nedeniyle verilen para cezaları veya çevre mevzuatına aykırılık nedeniyle uygulanan cezalar bu kapsamdadır.

Adli para cezaları ile idari para cezaları arasında önemli farklar bulunur. Adli para cezaları, bir suç karşılığında mahkemeler tarafından verilen ve ödenmemesi durumunda hapis cezasına çevrilebilen yaptırımlardır. İdari para cezaları ise idari kurumlar tarafından verilen, ödenmemesi durumunda 6183 sayılı Kanun kapsamında tahsil edilen ve hapis cezasına çevrilemeyen yaptırımlardır.

İdari para cezalarının adli sicile işlenmemesinin temel nedeni, bu cezaların idari nitelikte olması ve ceza hukuku anlamında bir suç teşkil etmemesidir. Bu cezalar, ilgili kurumların kendi kayıt sistemlerinde tutulur ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilir.

 

 

Özel Durumlar

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ceza adaleti sisteminde önemli bir kurum olup, belirli koşullar altında mahkeme kararının sanık hakkında hukuki sonuç doğurmasının ertelenmesini ifade eder. Bu karar, kişinin denetim süresi içinde yeni bir suç işlememesi ve yükümlülüklerini yerine getirmesi şartıyla, hiç mahkum olmamış sayılmasını sağlar.

HAGB kararları, adli sicil kaydına işlenmez ancak özel bir sisteme kaydedilir. Bu özel sistem, CMK madde 231 kapsamında düzenlenmiş olup, kararların sadece soruşturma ve kovuşturmayla bağlantılı olarak belirli makamlar tarafından görüntülenebilmesine olanak tanır. Sanığın 5 yıllık denetim süresini başarıyla tamamlaması durumunda, bu kayıtlar da kendiliğinden silinir.

HAGB kararlarına ilişkin kayıtlar, yalnızca mahkemeler, hakimler, Cumhuriyet savcıları ve kolluk birimleri tarafından, yeni bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında görüntülenebilir. Bu sınırlı erişim, kişinin topluma yeniden kazandırılması ve damgalanmaması amacına hizmet eder.

Uzlaştırma Sonucu Verilen Kararlar

Uzlaştırma kurumu, modern ceza adaleti sisteminin önemli bir parçası olup, uyuşmazlıkların yargılama dışı yollarla çözümlenmesini amaçlar. Bu kurum, mağdur ile failin karşılıklı anlaşması yoluyla hem adalet sisteminin yükünün azaltılmasını hem de toplumsal barışın sağlanmasını hedefler. Uzlaştırma, taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesini ve mağdurun zararının tazmin edilmesini sağlayarak onarıcı adalet anlayışını hayata geçirir.

Uzlaştırma sonucunda varılan anlaşma ve buna bağlı olarak verilen kararlar, adli sicile işlenmez. Bu yaklaşımın temelinde, uzlaştırmanın cezalandırıcı değil onarıcı niteliği bulunur. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca, uzlaştırma sonucu verilen kararlar, kişinin sabıka kaydında yer almaz. Bu düzenleme, uzlaştırma kurumunun temel amaçlarından biri olan toplumsal barışın sağlanması ve kişilerin damgalanmadan topluma yeniden kazandırılması hedefleriyle uyumludur.

 

 

Adli Sicile İşlenmeme Prensibinin Etkileri

Belirli kararların adli sicile işlenmemesi prensibi, kişilerin hayatında önemli olumlu etkiler yaratır. Bu prensip sayesinde, hafif nitelikteki ihlaller veya kurumsal düzenlemelere aykırılıklar kişinin hayatını kalıcı olarak etkilemez. Özellikle disiplin suçları veya idari para cezaları gibi yaptırımların adli sicile işlenmemesi, kişilerin sosyal yaşamlarını sürdürebilmelerine olanak tanır.

İş hayatı açısından bu prensip kritik öneme sahiptir. İşverenler genellikle işe alım süreçlerinde adli sicil kaydı talep ederler. Adli sicile işlenmeyen kararlar sayesinde, kişiler iş bulma ve çalışma hayatına katılma konusunda daha az engelle karşılaşırlar. Bu durum, özellikle HAGB kararları ve uzlaştırma sonucu verilen kararlar için önemlidir, çünkü bu kararların adli sicile işlenmemesi kişilerin iş hayatında yeni başlangıçlar yapabilmelerini sağlar.

Kamu görevine girme açısından da bu prensip büyük önem taşır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında, kamu görevine atanacak kişilerin belirli suçlardan mahkum olmamış olmaları gerekir. Adli sicile işlenmeyen kararlar, kişilerin kamu hizmetine girme ve bu alanda kariyer yapma imkanlarını korur. Bu sayede, örneğin bir disiplin suçu veya idari para cezası, kişinin kamu görevlisi olma hayalini engellemez.

 

 

Daha detaylı bilgi almak ve hukuki danışmanlık için İstanbul Kartal/Soğanlık'ta bulunan Akdemir Hukuk Bürosu'nu ziyaret edebilir veya 0 505 589 86 36 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz. Ceza hukuku alanında uzman büromuz, sizlere hukuki destek sağlamaya hazırdır.

 

Detaylı Bilgi İçin Hemen Bizi Arayın

WhatsApp İletişim

0 505 589 86 36