Denetimli serbestlik, şüpheli veya sanığın cezalandırılması yerine toplum içinde denetim ve takibinin yapıldığı, iyileştirilmesi ve topluma kazandırılması için belli yükümlülükler ve yasaklar getirerek denetlendiği bir süreçtir. Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında özellikle uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma suçlarında sıklıkla başvurulan bir tedbirdir.
Bu sistem, kişinin tamamen ceza infaz kurumunda kalması yerine, belirli şartlar altında toplum içinde rehabilite edilmesini amaçlar. Böylece hem kişinin toplumdan kopması engellenir hem de ceza infaz kurumlarındaki yoğunluk azaltılır.
Denetimli serbestlik tedbiri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma ya da bulundurma suçu için uygulanacak prosedürü belirler.
TCK m.191'de yer alan düzenlemeye göre, kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiğinde, erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu tedbir, kişinin toplum içinde iyileştirilmesini ve yeniden uyuşturucu kullanımına başlamasının önlenmesini amaçlar.
Denetimli serbestlik tedbiri, sadece uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma suçları için uygulanır. Uyuşturucu madde ticareti (TCK 188) veya uyuşturucu kullanılmasının kolaylaştırılması (TCK 190) gibi daha ağır suçlarda bu tedbir uygulanmaz.
Denetimli serbestlik iki aşamada uygulanabilir: Soruşturma aşamasında savcılık tarafından kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kapsamında veya kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı çerçevesinde.
2025 yılı itibariyle, uyuşturucu suçlarında denetimli serbestlik süresi asgari bir yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre, TCK m.191/3 maddesine göre uygulanır ve şüpheli veya sanığın toplum içinde belirli yükümlülüklere tabi tutulmasını içerir.
Temel denetimli serbestlik süresi bir yıl olmakla birlikte, denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya Cumhuriyet savcısının re'sen kararı ile bu süre uzatılabilir.
Denetimli serbestlik süresi, altışar aylık periyotlarla en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Bu durumda toplam denetimli serbestlik süresi en fazla üç yıla kadar çıkabilir. Uzatma kararı için denetimli serbestlik müdürlüğünün değerlendirmesi veya savcının kendi inisiyatifi belirleyicidir.
Süre uzatımında kişinin uyum süreci, tedaviye cevabı ve iyileşme potansiyeli gibi faktörler etkili olur. Süre uzatımının amacı, kişinin tam olarak rehabilite olmasını sağlamaktır.
Erteleme süresi, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kapsamında beş yıllık bir süredir. Bu beş yıl içinde kişiye 1-3 yıl arasında denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
Erteleme süresi zarfında kişinin yükümlülüklerini ihlal etmemesi ve yasaklara uyması durumunda, süre sonunda hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Böylece kişi, sabıka kaydı olmadan bu süreci tamamlayabilir.
Denetimli serbestlik tedbiri kapsamında şüpheli veya sanığa çeşitli yükümlülükler yüklenir. Bunlar arasında düzenli olarak imza vermek, belirli eğitim programlarına katılmak ve uyuşturucu madde testlerine tabi olmak gibi yükümlülükler yer alır.
Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir. Bu testler, kişinin uyuşturucu kullanmaya devam edip etmediğini kontrol etmek için önemlidir.
Denetimli serbestlik süresi içinde, gerekli görüldüğü takdirde kişi tedaviye tabi tutulabilir. Bu tedavi, kişinin bağımlılıktan kurtulmasını ve uyuşturucu kullanımını bırakmasını amaçlar.
Tedavi programına uyum sağlamak, denetimli serbestliğin önemli bir parçasıdır. Tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar eden kişiler hakkında denetimli serbestlik tedbiri sonlandırılabilir ve kamu davası açılabilir.
Denetimli serbestlik tedbirinin ihlali, belirli durumlarda söz konusu olur. Bunlar arasında kişinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uymaması, tedavi programına katılmaması, veya denetim süresince uyuşturucu madde kullanmaya devam etmesi yer alır.
Özellikle, kişinin erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi, bulundurması ya da kullanması ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma konusu yapılmaz.
TCK m.191/4-a maddesinde belirtilen "ısrar etme" kavramı, yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine en az iki kez aykırı davranmayı ifade eder. Yargıtay kararlarına göre, ısrar ettiğinin kabul edilebilmesi için kişiye önce tebligat yapılması, uymaması halinde ikinci bir tebligatla uyarılması gerekir.
Israr kavramı, denetimli serbestliğin ihlali için önemli bir kriterdir. Tek seferlik bir ihlal değil, tekrarlanan ihlaller ısrar olarak değerlendirilir ve kamu davası açılmasına neden olabilir.
Denetimli serbestlik yükümlülüklerinin ihlali durumunda dosya Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından kapatılarak savcılığa gönderilir. Savcılık, ihlale dayanarak şüpheli hakkında iddianame düzenler ve kamu davası açar.
Açılan davada mahkeme, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığını tespit ederse, TCK m.191/1 uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmeder. Bu durum, denetimli serbestliğin başarısız olduğu ve kişinin rehabilite edilemediği anlamına gelir.
Denetimli serbestlik tedbirinin başarıyla tamamlanması için şüphelinin erteleme süresi boyunca kendisine yüklenen tüm yükümlülüklere uyması ve yasakları ihlal etmemesi gerekir. Bu durumda kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
Başarılı denetimli serbestlik süreci, kişinin topluma yeniden kazandırıldığını ve uyuşturucu madde kullanımından uzaklaştığını gösterir. Bu sonuç, denetimli serbestliğin temel amacına ulaştığı anlamına gelir.
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, kişinin adli sicil kaydına işlenmez. Böylece kişi, gelecekte iş başvuruları veya diğer resmi işlemlerde sabıkasız görünür ve topluma tam olarak entegre olabilir.
Bu karar, denetimli serbestliğin rehabilite edici yönünün başarıya ulaştığını gösterir. Kişi, ceza infaz kurumunda kalmadan ve damgalanmadan toplum içinde iyileşme şansı bulmuş olur.
Denetimli serbestlik, uyuşturucu madde kullanıcılarını ceza infaz kurumu yerine toplum içinde rehabilite etmeyi amaçlayan modern bir yaklaşımdır. 2025 yılı itibariyle, bu tedbirin süresi asgari bir yıl olup, gerektiğinde üç yıla kadar uzatılabilmektedir.
Bu süreç, kişinin hem tedavi görmesini hem de toplumsal hayata uyum sağlamasını destekler. Başarıyla tamamlandığında kişinin sabıkasız kalmasını sağlayarak topluma yeniden kazandırılmasına önemli katkı sunar.
Ancak yükümlülüklere uyulmaması veya tekrar uyuşturucu kullanılması durumunda, denetimli serbestlik tedbiri sonlandırılır ve kişi hakkında kamu davası açılır. Bu nedenle, denetimli serbestlik sürecindeki yükümlülüklere titizlikle uyulması büyük önem taşır.
Sonuç olarak, denetimli serbestlik sistemi cezalandırma yerine iyileştirmeyi ön plana çıkaran, kişinin toplumdan kopmamasını sağlayan ve bağımlılıkla mücadelede etkili bir araç olarak 2025 yılında da uygulanmaya devam etmektedir.
Akdemir Hukuk Bürosu olarak İstanbul'da uyuşturucu suçları dahil tüm ceza davalarında hukuki danışmanlık sunmaktayız. Büromuz denetimli serbestlik sürecinin her aşamasında müvekkillerimize profesyonel destek sağlayarak, haklarının korunması için gerekli hukuki girişimlerde bulunmaktadır.
Daha detaylı bilgi almak ve hukuki danışmanlık için İstanbul Kartal/Soğanlık'ta bulunan Akdemir Hukuk Bürosu'nu ziyaret edebilir veya 0 505 589 86 36 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz. Ceza hukuku alanında uzman büromuz, sizlere hukuki destek sağlamaya hazırdır.
0 505 589 86 36